Bilişim Teknolojileri Derneği olarak dünyanın bilişim alanındaki gelişmelerini yakından takip etmekteyiz. Geleneğin yenilenerek gelecekte yer alması için değişen her şey gibi bilişim ve teknolojinin değişen ve değiştiren bir faktör olduğunu bilmekteyiz. Bu bağlamda kendisine Milli Eğitim Bakanlığı görevi tevdi edilen Prof. Dr. Ziya Selçuk Bey’e değerli görevlerinde başarıları diler ve bu vesileyle Bilişim Teknolojileri Derneği olarak kendi alanımızla ilgili beklentilerimizi kamuoyuna bildirmeyi görev biliriz.
1- Toplumu teknoloji konusunda bilinçlendirme ve bununla ilgili bilişim politikalarını üretme, destekleme ve geliştirme hedefi ile kurulmuş bir dernek olarak göreve yeni gelen Milli Eğitim Bakanımızın açıklamalarını memnuniyetle karşılamaktayız. Çocuklarımızın teknolojiyi bir felsefe dâhilinde kendi medeniyet kodlarmızla üretip eğitim hayatlarıyla bilinçli bir şekilde bütünleştirmelerini hedefleyen fikirlerini gerçekleştirme noktasında takipçi ve gerektiğinde destekçi olacağımızı ifade etmek isteriz.
2- Bilişim ile alakalı eğitim noktasında, Türkiye olarak bilişim ve teknolojiyi tüketen ve dolayısı ile kopyalayan bir eğitim hedefinde mi olacağız, yoksa bilişimin kendisini teknolojileri ile birlikte üreten, ürettiğini pazarlayan, yani teknoloji alanında artık ben de varım diyen bir eğitim müfredatı mı uygulayacağız? Hal böyleyken var olan şartları ve imkânlarıyla bizi bekleyen sanallığı artırılmış gelecek çağında biz ülke ve millet olarak kendimizi nasıl konumlandıracağız? Dönemsel şartların ve çevrenin insanı inşa eden tarafıyla düşündüğümüzde ithal edilmiş bir teknolojik dünyada edilgen bireyler mi olacağız yoksa bilgisi, altyapısıyla kurgulayan ve yapan etken bir millet mi olacağız? Çünkü değişim ve dönüşüm içindeki dünyada bu soruların cevabıyla hemhal olmanın aciliyet arz ettiğini düşünüyoruz. İşte bu noktada, tüm bilişim teknolojilerine (robot ve yapay zeka vb.) giden çevresel ve zihinsel yapıyı inşa etmek konusunda düşünen tartışan ve buna dair ufuk açılımları yapacak çalıştaylar ve düşünce atölyeleri yapmanın gerekli olduğunu düşünüyoruz.
3- Bakanlığın öncülüğünde özgün müfredatlı tematik teknoloji liselerinin açılması gerektiğini düşünüyoruz. Böylece keşfedilmiş yetenekleri ilgili kurum ve kuruluşlara yönlendirecek, o bireylerin kendi gelişimsel alanlarına uygun eğitim almalarını sağlayarak salt kodlama kısırlığından kurtulmuş, bir teknoloji seferberliği başlamış olacaktır. Ayrıca tüm okullardaki teknoloji müfredatında salt kod yazma eğilimlerinden ziyade bir algoritma geliştirme düzeyine gelecek zihinsel dönüşümün gerçekleştirilmesine önem verilmelidir. Bunun için de MEB’in öncelikli olarak elindeki verileri analiz etmesi ve bu analizler ile geleceğe yönelik eğitimler konusunda çıkarımlar yapması saha çalışması için verimliliği arttıracaktır.
4- Bu zihinsel dönüşümü gerçekleştirirken ahlak ve maneviyat dünyasını ihmal etmeden gelecekte ortaya çıkabilecek robotlaşmış yaklaşımlara karşı insan için bilişim fikriyatını ayakta tutacak sağlam iradeler inşa etmeliyiz. Bunun için de diğer alanları disiplinler arası bir yaklaşımla işin içine dâhil edip daha bize ait ve daha bizden olan temellerle insan yetiştiren bir bütünleyici bir eğitim metodolojisi ortaya koymalıyız.
5- Stk, iş dünyası ve üniversitelerin de içinde bulunacağı bilişim teknolojik açılımında kurumların bütünsel bir şekilde hareket edip topyekûn bir yaklaşımla meseleye el atmasının çok önemli olduğunu düşünüyoruz. Böylece yaşam boyu öğrenme yaklaşımıyla birlikte bilişim ve teknoloji yaşayarak ve yaşatarak insanlar için fıtri, ahlaki tarafıyla hayatın içinde neşv-u nema bulacaktır.
Son olarak Bilişim Teknolojileri Derneği mensupları olarak Milli Eğitim Bakanımızın bu gayretlerini takdirle karşılıyor, belirttiğimiz noktaların dikkate alınmasını temenni ediyoruz.